Progesteron Eksikliği Belirtileri ve YÜkseltmek İçin Uygulanabilecek Tedaviler

Düşük progesteron hem kadınlar hem erkekler için çeşitli sorunlara neden olabilir. Bununla birlikte, düşük projesteronun çözülmesine yardımcı olabilecek birkaç farklı tedavi yöntemi vardır. Doktorunuza danışarak elde edeceğiniz tedaviler ile birkaç hafta içerisinde sonuç almak mümkündğr.

Progesteron Azlığı Belirtileri

Hamile olmayan kadınlarda düşük progesteron belirtileri şunları içerir:

  • Baş ağrıları veya migren
  • Anksiyete veya depresyon da dahil olmak üzere ruh hali değişiklikleri
  • Düşük seks isteği
  • Sıcak basması
  • Menstrüel döngünüzdeki dengesizlik

Hamile olmayan kadınlar için düşük olması anormal uterin kanamalara sebep olabilir. Düzensiz ya da devamsız dönemler kötü çalışan yumurtalık ve düşük progesteron buna sebep olarak gösterebilir.

Hamile kalınması durumnda dahi akıldan çıkarılmaması gereken konu bebeğin doğumuna kadar uterusun korunması için hâlâ progesterona ihtiyaç olunduğudur. Progesteronun düzeyleri çok düşükse, rahim bebeğin anne karnında doğuma kadar korunmasını sağlayamaz.

Lekelenme ve karın ağrısı hamilelik sırasında düşük progesteronun başlıca belirtileridir. Hamile kadınlarda düşük progesterona işret edebilecek diğer şunlardır;

  • Sürekli meme hassasiyeti
  • Sürekli hisseilen yorgunluk
  • Sık sık düşük kan şekeri
  • Vajinal kuruluk

Düşük progesteronun toksemi veya ektopik hamileliğe sebep olabildiği gözlemlenmiştir. Bunun sonucunda da bazen düşük veya fetüsün ölmesine neden olabilir.

Progesteron Azlığı Tedavisi

Tedavi seçenekleri şunları içerir:

  • Kremler ve jeller, bunlar topikal olarak veya kadınlarda vajinal olarak kullanılabilir
  • Fertilite sorunlarına neden olan düşük hormon tedavisinde yaygın olarak kullanılan fitiller
  • Oral ilaçlardan daha yavaş hormon salınımı sağlayan vajinal halkalar
  • Provera gibi oral ilaçlar

 Dİkkat Edilmesi Gerekenler:

Hormon tedavisi, sıcak basması, gece terlemesi ve vajinal kuruluk gibi belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilir. Bazı kadınlar için, duygudurum ve zihin durumunu geliştirir. Osteoporoz ve diyabet riskinizi de düşürebilir. Ağız yoluyla alınımında yatıştırıcı bir etki sağlayarak uyku uyunmasını da kolaylaştırabilir.

Hormon tedavisi inme, kan pıhtılaşması ve safra kesesi sorunlarına neden olabilir. Eğer meme kanseri veya endometrial kanseri yaşadıysanız, doktorunuz muhtemelen hormon tedavisine karşı tavsiyelerde bulunacaktır. Karaciğer hastalığı, kan pıhtılaşması veya inme öyküsü olan kadınlar hormon tedavisine tabi tutulmamalıdır.

Doğal İlaçler ve Şifalı Bitkiler

Düşük seviyedeki progesteronun yükseltilmesi için kullanılabilecek doğal yöntemler şunlardır;

Seviyelenin korunması için gerekli olan B ve C vitaminlerinin alımını arttırma

Kabuklu deniz hayvanları gibi çinko içeren gıdaları tüketmek

Histerektomi uygulanan kadınlarda progesteron hala önemlidir. Histerektomi yapılmış ve progesteron replasmanı yapılmamış kadınların kalp hastalığından ölme olasılığı daha yüksektir ve hem beyin hem de kemik hastalıkları için artmış risk taşır.

Histerektomili kadınlar, konvansiyonel hormon tedavileri esnasında inme veya kansere yakalanma olasılığı daha yüksek olduğu için, biyolojik tanımlı hormon tedavisi geçirilmesi esastır. Biyolojik olarak hormon tedavisinde, aldığınız hormonlar doğal hormonlarınıza özdeştir. Bu tür hormon tedavisi gören kadınların hastalık riski daha yüksek değildir.

Bu konuda her türlü rahatsızlığa neyin iyi geldiğini öğrenebileceğmiz Dr. Saraçoğlu da çeşitli önermelerde bulunmuştur.

İbrahim Saraçoğlu Neleri Önermekte?

İbrahim Saraçoğlu hoca bu konuda çeşitli şifalı bitki ve kürlerden bahsetmiştir bunların başlıcaları;

  • Dere otu
  • Avokado
  • Ispanak
  • Domates
  • Ceviz
  • Ayçekirdeğidir.

Tüm bunlar içeriklerindeki sağlıklı ve doğal yağlar, hormon tetikleyen steroller içermeleri ve demirce zengin olmaları sebebiyle  Dr. Saraçoğlu tarafınadn önerilmiştir. Dr. Saraçoğlu ile ilgili ayrıntılı kürler ve Dr. Saraçoğlu tarafından önerilen şifalı bitkiler ayrıntılı incelenebilir.

Önemli Noktalar

Düşük progesteron seviyeleri, kadınların hamile kalmalarını veya bebeklerini tam süreli olarak zorlaştırabilir.

Düşük progesteron belirtileri düşük seksüel sürücü, migren, kızarıklık ve anormal uterin kanamayı içerir.

Progesteron düzeyleri basit bir kan testi ile belirlenebilir.

Progesteron, her sene yumurtlamayı takip eden yumurtalıklarda üretilen bir kadın seks hormonudur. Adet döngüsünün ve gebeliğin bakımının önemli bir parçasıdır.

 Düşük progesteron hakkında endişelenmeli miyim?

Progesteron, doğum yıllarında özellikle önemlidir. Yeterli progesteronunuz yoksa, gebe kalma veya kalma konusunda sorun yaşayabilirsiniz. Her ay, yumurtalıklarınızdan birinde yumurta bırakıldıktan sonra progesteron düzeyleri yükselmelidir. Progesteron döllenmiş bir yumurta almayı düşünerek uterusun kalınlaşmasına yardımcı olur. Eğer yeterince kalın değilse implantasyon meydana gelmez.

Progesteron Testleri

Bir progesteron testi (PGSN) doktorunuzun progesteron seviyelerinin çok düşük olup olmadığını belirlemesine yardımcı olabilir. Bu, herhangi bir hazırlık gerektirmeyen basit bir kan testidir.

Test hamile kalmakta zorluk çektiğinize ilişkin ipuçları verebilir. Ayrıca, yumurtlamış olup olmadığınızı teyit edebilir. PGSN testi, hormon replasman tedavisini veya yüksek riskli gebeliğin sağlığını izlemek için kullanılabilir.

Progesteronun seviyeleri menstrüel siklüs boyunca dalgalanmaktadır. Onlar, döneminizden yaklaşık yedi gün önce zirve yapar ve hatta tek bir günün seyrinde değişebilirler. Progesteron seviyeleri genellikle gebelik sırasında normalden yüksektir. Birden fazla bebek bekliyorsanız daha da yüksekler.

Kötü işleyen yumurtalıklar kalitesiz üretimie neden olabilir. Menopoz sırasında östrojen ve progesterone seviyelerinin düşmesi doğaldır.

Erkekler, çocuklar ve postmenopozal kadınların tümü, doğum sonrası yıllarında kadınlardan daha düşük progesteron düzeylerine sahiptir.

“Normal” seviye olarak düşünülen, kişinin yaşına ve cinsiyetine bağlıdır. Kadınlarda, ek faktörler arasında hamile olup olmadığı ve menstrüel siklüsünde bulunup bulunmadığı da normal seviye olarak değerlendirilmesi gereken değerin ne olduğunu değiştiren bir etkendir.