Prolaktin hormonunun değeri kaç olmalı, prolaktin neden yükselir

Prolaktin hormonu gebelik dışında yüksek olarak salgılandığı zaman prolaktin hormonu yüksekliği rahatsızlığı ortaya çıkar – Prolaktin yüksekliğinin tedavisi

Prolaktin Hormonu Neden Yükselir?

Prolaktin hormonun normal değeri

Prolaktin hormonunun yükselmesi sebepleri şöyle sıralanabilir:

  • Aşırı stres
  • Kullanılan antidepresan veya tansiyon ilaçları
  • Hipofiz bezinde görülen iyi huylu tümörler
  • Polikistik over sendromu

Yukarıdaki nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan Prolaktin yükselmesi başta gebeliği engellemek gibi kadınlar için istenmeyen pek çok rahatsızlığa neden olabilir. Kadınlar genellikle gebe kalamamaktan veya düzensiz adet kanamalarında şikâyetçi olarak hastaneye başvurduklarında yapılan hormon testleri sonucu prolaktin seviyelerinin yüksek olduğu görülebilir. Prolaktin referans değeri bir kadında kaçtır ya da kaç olmalıdır sorusuna yanıt vermeden önce hangi dönemden bahsedildiğine dikkat etmek gerekir.

Normalde bir adet siklusu içinde değişmeler gösterse de ideal değerler 13-15 µg/L civarındadır. Ancak üreme çağındaki kadınlarda 20 µg/L üzerine çıkan değerler yüksek kabul edilir. Normal olması gereken değer bu aralıktadır, elbette gebelikte bu değer yükselir hatta aşırı yüksek değerlere ulaşır ancak bizim bahsettiğimiz gebelik dışında olması gereken değerlerdir. Prolaktin seviyesi referans değeri en yüksek 25 olan bir hormondur, bu referans değerin üzerine çıkması durumunda Prolaktin seviyesi aşırı yüksek kabul edilir ve tedavi edilmesi gereken bir durumdur.

Prolaktin hormonu düzenlenmeden bir kadının gebe kalması pek mümkün değildir. Prolaktin yüksekliği gebe kalamamak dışında şu durumlara neden olabilir:

  • Adet düzensizlikleri
  • Adet kanamalarında azalma

Aynı şekilde yukarıda bahsettiğimiz değerlerin altına düşmesi de prolaktin düşüklüğü olarak kabul edilir; prolaktin yüksekliği gibi sık rastlanan bir durum olmasa da rastlanabilir; doğumdan sonra göğüsten süt gelmemesi en büyük belirtisidir.

Prolaktin Yüksekliği Tedavisi Nasıl Yapılır?

Prolaktin yüksekliği ilaç kullanımıyla düzeltilebilen bir rahatsızlıktır. Tedavi son derece kolaydır, kişiye verilen ilaçlar ile Prolaktin seviyesi normal seviyeye düşürülebilir. Ancak düzenli olarak ilaç kullanıldığı halde eğer hastalık iyileşmiyorsa veya hastalık iyileşmeye karşı direnç gösteriyorsa bunun sebebi daha detaylı araştırılmalıdır. Örneğin, kişide iyi huylu gelişen beyin tümörlerinden olabilir. Eğer hipofiz bezinde görülen adenomlardan varsa ve ilaç tedavisi ile hormonlar düzene girmiyorsa kişinin ameliyat edilmesi gerekebilir. Bu ameliyat endoskopik yöntemler ile sinüslerden hipofiz bezine girilerek kolayca yapılabilir.

Prolaktin seviyesini düzenlemek için bitkisel yöntemlerden yararlanmak da mümkündür. Doktor İbrahim Saraçoğlu prolaktin seviyesinin düzenlenmesinde ne iyi gelir diye sorulduğunda aslanpençesi bitkisini önermektedir. Bu bitkiyle hazırlanacak basit bir kür sayesinde prolaktin seviyesini düşürmeye yardımcı olmak mümkündür.

Bir bardak kaynayan suya bir tatlı kaşığı aslanpençesi bitkisi eklenerek demlenmeye bırakılır. Ilıdıktan sonra içilebilir ve bu kür günde iki kez tüketilmelidir. Her seferinde taze olarak hazırlanması gerekir ve bir ay boyunca tüketilmesi önerilir. Bir ayın sonunda tedaviye bir haftalık ara verilir ve daha sonra tedavi tekrarlanır.

Doktor İbrahim Saraçoğlu’nun kadınların bitkisi olarak tabir ettiği aslanpençesi bitkisi dünyanın pek çok yerinde kadınların korkulu rüyası olan hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır.

Ne Zaman Doktora Başvurmak Gerekir?

Eğer gebe kalmak istediğiniz halde gebe kalamıyorsanız, adet düzensizliği yaşamaya başladıysanız veya adet kanamalarınız çok azaldıysa bunun altında Prolaktin yüksekliği yatıyor olabilir. Bu durumda hemen bir kadın doğum uzmanına başvurmanızı öneririz çünkü prolaktin seviyesi bir kadın için çok önemlidir.

Gebeliği engelleyen ve adet kanamalarını düzensiz hale getiren bu hormonun gereğinden fazla yüksek olması istenmeyen durumları ortaya çıkarabilir. Basit bir ilaç tedavisi ile en geç bir kaç ay içerisinde tedavi edilebilir bir hastalık olduğu için endişe etmenize gerek yoktur.